
maltepe travesti dar sokakları, sahil boyu yürüyüş yapan çiftler, kalabalık çay bahçeleri… Her şey sıradan görünüyordu ama Zafer için hiçbir şey sıradan değildi. 27 yaşındaydı, yıllardır içinde bastırdığı bir gerçeği yeni yeni kabullenmişti: O bir travestiydi.
Ancak bu kabul, bir özgürlük kapısı açmamıştı. Aksine, ardında sayısız engel ve acı dolu bir yol bırakmıştı.
Kimlik Savaşı
Vip maltepe travesti Zafer çocukluğundan beri farklı olduğunu biliyordu. Kız arkadaşlarıyla büyümüş, onlarla oynamış, annesinin rujlarını gizlice sürmüş ve aynada kendini başka bir dünyada hayal etmişti. Ama her seferinde toplumsal baskılar, aileden gelen tehditler onu suskunluğa mahkûm etmişti.
maltepe travesti ler küçük bir dairede yaşıyordu. Üniversiteyi yarıda bırakmış, geçimini sağlamak için garsonluk yapıyordu. Müşterilerden gelen kötü bakışlar, fısıltılar, patronunun üstü kapalı uyarıları… Bütün bunlar Zafer’in var olma mücadelesini daha da zorlaştırıyordu.
Ama en acısı ailesinin tavrıydı. Babası, VipTravesti Maltepe Zafer’in "anormal" olduğunu düşündüğünü açıkça söylemiş, annesi ise gözyaşları içinde, "Bizi rezil ettin" demişti. O andan sonra Zafer’in evi, sadece kendi içinde inşa ettiği bir dünyaydı.
Sokağın Soğuk Yüzü
Bir gün, Elit Travesti Maltepe Zafer dışarı çıkarken makyajını yaptı, en sevdiği kırmızı elbiseyi giydi ve sahile yürümeye karar verdi. O akşam, Maltepe sahilinde bir kafeye oturduğunda insanların ona nasıl baktığını fark etti. Kimileri meraklı, kimileri alaycı, kimileri ise öfkeliydi.
Yan masadaki bir adam, "Ne biçim insan bunlar ya?" diye mırıldandı. Zafer duydu ama tepki vermedi. İçinde büyüyen öfkeyi bastırmayı öğrenmişti. Ama daha kötüsü, bir grup genç adamın ona doğru yaklaşmasıyla oldu.
"Erkek misin, kadın mı?" diye sordu biri gülerek.
Zafer ayağa kalktı, cevap vermedi ve hızlı adımlarla uzaklaştı. Arkasından gelen kahkahalar kulaklarında yankılanıyordu. Eve döndüğünde aynaya baktı. Kendi yansımasına bir yabancı gibi bakıyordu.
"Ben kimim?" diye fısıldadı.
Güçlü Kalmak
Zafer’in hayatı böyle devam edemezdi. Bir gün, sosyal medyada kendisi gibi olan insanları buldu. Maltepe’de bir LGBT+ topluluğunun olduğunu öğrendi. Onlarla buluştuğunda ilk kez yalnız olmadığını hissetti.
Topluluk, ona güç verdi. İçlerinden biri, trans aktivisti Aslı, ona şunu söyledi:
"Bizler korkarak yaşamak zorunda değiliz. Kendimizden utanmayacağız."
O günden sonra Zafer değişmeye başladı. Artık gece dışarı çıkarken korkmuyordu. Müşteriler ne derse desin, işini yapıyordu. En önemlisi, kendi kimliğini kabullenmişti.
Bir gün, babası onu aradı. Kısa bir sessizlikten sonra, "Eve gelmek ister misin?" diye sordu. Zafer, gözleri dolu bir şekilde cevap verdi:
"Ben buyum, baba. Kabul edersen gelirim."
Telefon sessizce kapandı.
Zafer, belki de hiçbir zaman ailesinden tam anlamıyla kabul görmeyecekti. Ama artık biliyordu: Kendi kimliğini reddetmek, başkalarının sevgisini kazanmaktan daha ağır bir yük olurdu.
O yüzden, ertesi gün aynaya bakıp kendine gülümsedi. Çünkü gölgelerden çıkmıştı. Ve bir daha asla geri dönmeyecekti.